Bu gelişmeler, bölgesel ve küresel çapta büyük endişelere yol açarken, gözler Beyaz Saray'dan gelecek resmi açıklamaya çevrilmiş durumda.
İsrail medyasından sızan bilgiler ve adı açıklanmayan üst düzey yetkililerin beyanatları, ABD'nin İsrail-İran savaşına doğrudan müdahalesinin eli kulağında olduğunu gösteriyor. Özellikle İsrail Kanal 12 televizyonu, Washington'un "bu gece" savaşa katılacağını ve Başkan Trump'ın İran'ın nükleer tesislerine saldırmaya hazırlandığını öne sürdü. Bu iddialar, Tel Aviv yönetiminin de ABD'nin saldırılarda İsrail'e destek vereceği yönündeki beklentileriyle örtüşüyor.
Trump'ın Motivasyonu ve Hedefleri
İsrail devlet televizyonu KAN'a konuşan bir yetkili, Başkan Trump'ın "İran rejimini deviren kişi olarak hatırlanmak isteyeceğini" iddia etti. Bu açıklama, ABD'nin sadece İsrail'e destek vermekle kalmayıp, İran'daki mevcut rejimi hedef alabilecek daha geniş çaplı bir stratejiye sahip olabileceği sinyallerini veriyor. Trump'ın İran'a karşı giderek daha agresif bir tavır sergilemesi, bu iddiaları destekler nitelikte.
ABD'nin Askeri Varlığı Artıyor: Savaş Uçakları ve Askeri Konuşlandırmalar
Gerilimin tırmanmasıyla birlikte ABD, Orta Doğu'daki askeri varlığını önemli ölçüde artırıyor. ABD basınında yer alan haberlere göre, bölgeye F-16, F-22 ve F-35 gibi ileri teknoloji savaş uçakları konuşlandırılacak ve mevcut savaş uçaklarının görev süreleri uzatılacak. Halihazırda yaklaşık 40 bin askeri personeli, hava savunma sistemleri ve savaş gemileriyle bölgede büyük bir güce sahip olan ABD, bu ek konuşlandırmalarla caydırıcılığını artırmayı hedefliyor. Yetkililer, bu konuşlandırmaların "savunma amaçlı" olduğunu belirtse de, artan askeri yığınak, olası bir çatışmaya hazırlık olarak yorumlanıyor.
Nimitz Uçak Gemisi Saldırı Grubu Orta Doğu Yolunda
ABD Donanması'na bağlı USS Nimitz öncülüğündeki Uçak Gemisi Saldırı Grubu'nun Orta Doğu'ya doğru yola çıktığı bildirildi. İsrail ile İran arasındaki artan gerilim nedeniyle liman ziyaretini iptal ederek bölgeye yönelen Nimitz'in, halihazırda bölgede bulunan Carl Vinson ve beraberindeki filonun görevini devralması planlanıyor. Ancak Carl Vinson'un bölgeden ayrılma tarihi netleşmediği için, bir süre iki uçak gemisi grubunun eş zamanlı olarak Orta Doğu'da faaliyet göstermesi ihtimali bulunuyor. Bu durum, ABD'nin bölgedeki askeri gücünün kapasitesini daha da artıracak.
Çatışmanın Başlangıcı: İsrail'in İran'a Yönelik Şiddetli Saldırıları
Mevcut çatışma, 13 Haziran'da İsrail'in İran'ın nükleer tesisleri ve askeri komuta kademesi dahil olmak üzere geniş çaplı saldırılar düzenlemesiyle başladı. Bu saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı hayatını kaybederken, toplam sivil can kaybı 224 olarak açıklandı. İran ordusunun İsrail'e balistik füzelerle yaptığı misillemede ise 24 kişinin öldüğü bildirildi. Türkiye başta olmak üzere birçok ülke İsrail'in saldırılarını kınadı.
Bu gelişmeler ışığında, Orta Doğu'daki tansiyonun daha da yükseleceği ve küresel barış için ciddi riskler taşıdığı aşikar. Gözler, Beyaz Saray'dan gelecek resmi açıklamalara ve bölgedeki askeri hareketliliğe çevrilmiş durumda.
Sizce ABD'nin bu olası müdahalesi, Orta Doğu'daki dengeleri nasıl etkiler ve küresel sonuçları ne olur?