YAKLAŞIK 20 yıl önceeeeeee!!!

22.10.2002 tarihinde Bakanlığımızın "Otistik çocukların eğitimi için geliştirdiği proje" dâhilinde pilot okul olarak Bursa Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi adı altında açılmıştır. 2005 yılı itibariyle proje kapsamından çıkartılarak eğitim öğretime devam etmiştir. Merkezimiz 2006-2007 eğitim öğretim yılı başında Milli Eğitime bağlı, Baha Cemal Zağra Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi olarak yeni binasına taşınarak hizmete açılmış olup, otistik çocuklar için eğitim vermeye devam etmiştir.

Okulun yerleşkesi, yerleşim alanı, vizyon ve misyonunu belli ve mükemmel .

Vizyonu,

Çağa uyum sağlayan eğitim anlayışı ve verdiği işlevsel eğitimle özel gereksinimle bireyleri toplum içerisine entegre eden kendine ve topluma katkı sağlayan bireyler yetiştirmektir.

Misyonu,

Özel Eğitime gereksinimi olan bireylere tüm gelişim alanlarına yönelik (bilişsel gelişim, sosyal gelişim, motor gelişim, davranışsal gelişim),

özel eğitim ve branş öğretmenleri tarafından özel eğitim yöntem ve teknikleri kullanılarak, bireysel eğitim planları doğrultusunda grup eğitimi ve bireysel eğitim yoluyla aile ile de iş birliği yaparak eğitim almalarını sağlayıp akranları ile arasındaki farkı en aza indirerek, topluma kazandırıp hayata hazırlamaktır.

Servis Bilgisi,

25 servisle taşımalı eğitim yapılmaktadır.

Sportif etkinliklikler,Bilişsel etkinlikler, Proje çalışmaları ve

Diğer Hususlar,

Yüzme Havuzu, Uygulama Evi, Uygulama Çarşısı, Sera

(Bu bilgiler okunun web sitesinde yer almakta olup,sorunların  çözümü için ANAHTAR KELİMELERİ BARINDIRMAKTADIR)

Yaklaştık 20 yıl önce ,otizm tanısını erken yaş egitimi bu egitimde spor ,sanat ,müzik  eğitimleri ile birlikte,  bireysel eğitim ile başlayarak,gurup egitimine uygun hale getirilince kaynaştırma, genelleme icin gurup egitimine dahil edilerek aşılabilecegini öngörenler degil ÖĞRENENLER VARMIŞ BU ŞEHİRDE.

Allah vesile olanlardan gani gani razı olsun.

Peki bu okulda durum ne ???

Kapıdan giren cocuk gurup eğitimine dahil olur ve egitimci aile ile iletişime cogu zaman azarlamak,eksik bulmak için gecer.

"KONTOL GÜÇ GÜÇ DEĞİLDİR" sözünün yaşandığı alan olması ne kadar üzücü...

Vizyon ve misyona uyulmayan ,sorun çözen degil sorun ARTTIRAN bir okul olarak eğitim vermesi can acıtıcı, üzücü ve ülkemizde  olan güzelliklerin degerinde KULLANILMAMASI

yıllar önce bize bu hizmet alanını sunanlara saygısızlıktan, DEVLET MALINA ,INSAN HAKLARINA ZARARDAN başka bir şey degil.

Yine ülkemizde 2016 da Konya Şehrimizde otizm tanılı çocuklarımıza hizmet için açılan SOBE ,

ALAN OLARAK OCEME EŞDEGER OLMASI VE SORUNLARI

ERKEN YAŞ ve

İLERLEYEN YAŞ EGİTİM

AİLE EGİTİMİ SİSTEMİNİ GELİŞTİREN

TÜRKİYE'DE TEK,

DÜNYADA ÜÇÜNCÜ KURUM OLMASI ile Ocem vizyon ve misyonunun arasında hiç bir fark OLMAMASINA rağmen, alaninda uzman olmayan yada bu alan ile ilgili yenilikleri ,gelismeleri takip etmeyenlerin yönetmesi,en az  200 öğrencinin hayatına faydadan çok zarar vermekte,dolayısı ile 200 öğrenci demek ,1 aileyi ortama 4 kişi olarak sayar isek 800 kişinin hayatını direk mahvettigini görürüz.

Tabiki öğretmenlerin günlük yaşadığı stres ve ailelerine yansiması ile 800 kiside öğretmen ve ailesi olarakta mahvolan hayatlar diyebiliriz.

1600 kişi!!!!!

BİZ yani Otizm tanılı oğlum Yigit, büyük oğlum Yusuf ve ben neler yaşadım bu okulda.(diğer veliler ve öğrencilerde aynı durumlarla karşılaşıyor, hatta daha kötü durumda olanlarda var.)

Eğitim modelleri ve alanını bu bireylerimizi geliştirecek, günlük yaşama adapte olacak şekilde dizayn ederek kullanması, sorunları azaltan hatta bitiren, tanıyı sildiren, raporu kaldıran kurumlarıda örnek göstererek,

(SOBE'nin ilk öğrencilerindeniz ve O zaman diliminde aile mülakatı ile öğrenci alan kuruma, cocuğumla birlikte yaptığımız etkinlikler, kendi aldığım otizm ile ilgili egitimler,aba ve spor çalıştaylari  ve evde egitim modellerini anlatarak mulakattan geçtiğimide eklemek istiyorum)

Otizmli oglum Ahmet Yigit Saka'nin eğitim aldığı Baha Cemal Zağra Ocem  uygulama okuluna,silsileyi bozmadan , anne olarak, okul yönetiminden başlayarak sorunlu alanların sorunlarından bahsettiğim Sobe eğitim kurumu gibi çözebilecegimizi anlatmak için uzunca caba sarf ettim.

Ancak bu konu üzerine  yönetim ile konuşmaya başladığımda vizyona ve misyona ters cümleler sarf edilince ,burada anlatmak yerine milli eğitim müdürlüğü ilçe ve  il müdürlükleri ulaşmaya  çalıştım fakat iki yıl önce ilçe milli eğitim müdürlüğü özel kalemi ramazan bitiminde size dönüş sağlayacağız randevu verecegiz sözü üzerine  bekledim.

Ramazan bitti defalarca aradim,yazdım ancak üzerine bir ramazan ayı, bayram daha geçmesine rağmen oradan halen dönüş olmadı.

Okul var ,

Ogretmen var

Servis var

Yemek var

Havuz var

Spor salonu var ,yok yok ama sadece vizyon ve misyonuna uyum ile çalışılsa sorun çözülecekte ,sorunlar büyüyor.

Vizyona misyona

uyan ,uygulayan yok,uygulamada değişik fikrini dinleyecek merciyi anne olarak bulamayınca, Özel Gereksinimli Bireyler Derneği adı ile bir dernek kurarak yine pes etmedim.

Sehrimizin Belediyeleri ,Üniversiteleri,Bakanlıklardan ,İl ve ilçe müdürlükleri ve stk'larinda katılım sağladığı, valiligin koordinasyonu ile calistaylarda anlattım, sorunlari ve çözüm önerilerini.

Vali yardımcısı ikinci toplantıda şikayet ettigim düşüncesine kapılarak,toplantıda şikayet etmekten başka bir yöntem geliştirmemi söyledi.

Oysa ben sorunları anlattim ve bunları Ülkemiz içinde sorun çözen kurum,egitimci, terapistlerin olduğunu, o kurumların yaygınlaştırılma birimleri ile irtibata geçtiğimi,bizlere her konuda destek olacaklarını, 5 farklı şehirde bu sistemi kurduklarını, sorunların çözüme ulaşmaya başladığını (bu konudaki watsab yazışmaları halen telefonumda  kayıtlı )

bu yöntemler bizim okula uygulanır, egitimci egitimi ,aile eğitimi, aile -eğitimci işbirliği ve iletişim egitimleri , aile içi sorun tespitleri ile aslında 200den fazla öğrencisi olan  okulun içinde çogu sorunun çözüme ulaşacağını ,

Bursa ilinde valiliğin koordine ettiği iki toplantı, birde milli eğitim çalıştayında anlattım.

NELER YAPABİLİRİZ SORUSU YERINE ,ŞİKAYET ETME!!!!

Yine başaramadım.

Ama basarmak zorundaydım ,çünkü orada aglayan bir çocuk, çaresiz bir anne ve ailenin sesi olmak ile birlikte, devletime verilen zarar büyük.

Okul alanında problem davranış kazanan çocuklara  aileler durumu yönetmeyi bilmedigi ve eğitim konusunda eksiklerinden dolayi daha çok antidepresan kullandırarak, hem saglıksız birey,hem ilaç bağımlısı ve kullanilan doz artışı ile devlette verdiği zarar ,hem beslenme  problemlerinin artması ile israf ve kilolu bireylerin bakımı aile ve devlete işkenceye dönüyor...

İl, ilçe, belediye ,valilik,engelli ile ilgili şubesi, müdürlüğü, argesi olan her yere anlatmak için her fırsatı değerlendirdim ki,neler yapabiliriz diyen birini bulursam,sorunlar çözüme ulaşacakti.

Bursa valimize anlatirsam,valimizin yönlendirmesi ve takibi ile her şeyin  daha hızlı olacağını düşünerek, randevu aldım valilikten.

(Randevu almakta kolay olmadı ama farkli bir yöntem kullanarak onuda başardım)

Ve il milli eğitim müdüründen randevu aldı valimiz  benim için.

COK TEŞEKKÜR EDİYORUM.

İl milli eğitim müdürü ile yaptığımız toplantı sonrası dedim ki EVET BAŞARDIN .

ANLADI MÜDÜRÜMÜZ .

Hemen harekete gecti solsun , amma sorun yine dinlenildi,eyleme gecildi,okula saha analizine milli eğitim arge birimi ile gittik.

Hedef sahada olan eksiklerı anlatıp, eğitimci, aile eğitimi, aile içiyasanan olayların tespiti için ziyaretti.(bisiklet,tranbolin ve salincak gibi çocuklar oyun ile ogrenir mantığını sobe dahil birçok kurum egitim alanına  ve modeline ekledi)

Benim bildigim arge saha analizi ile mümkündür.

Geçmişte Çumra Şeker, Konya şeker,algida dondurma fabrikası kalite kontrol çalışanı olduğum ve oğlumun otizm tanısı ile çalışma hayatinanara verip,kısa süre sonra KOSGEB DEN destek alarak ,KONYA SAHALARINDA İHTİYACI NEDİR ?

Arge çalışması CEVAP olarak ,günümüzde artan güneş panelleri temizliği ihtiyacını fark ederek proje yazdım ,ve kabul gördü ve kendi işletmemi kurdum.

(Çalışma saatleri ve günlerimi oglumun egitimine engel olmadan kazanc saglamam gerekli olduğu düşünerek işletmemi kurdum,4 sene işlettim.

OTIZMDE SORUNLAR PARA ILE ÇÖZÜME ULAŞIR,ARGESINIDE YAPMIŞTIM)

Ancak il milli eğitim arge çalışanı ya yanliş anladi yada saha argesini bilmiyor,ben buraya denetime gelmedim demesin mi?

Eyvah dedim bir hafta daha zaai oldu.

Nesye dedim üzme kendini, il milli eğitim müdürü anladi seni baska yöntemle devam ederiz,tekrar görüşürüm diye teselli ettim kendimi ve onunla sahayı  ,okul müdür yardımcısı, ben,okul aile birliği başkanı ve bir yazar arkadaşım ile gezerken başıma gelenler ,sakinligimi korumamı başarsamda ,yapmak istediğim iş okulda yasanan kaoslara çözüm iken, çocuğum okulun bahçesinde salıncakta sallanırken, iki ogretmeniden bir tanesinin yanında olmaması,salıncaktan inmek isteyen oglum indikten sonra, yanında salanan salıncakta ki arkadaşını indirmek için  onun salıncagını durdurmak icin kendi bildigi yöntem ile müdahale ederken ,baska bir öğretmen, tanımıyorum ben onu,

Oğlumun kolu ve sırtından tutup, iteklemesi ve bunu iki tekrar ile yapmasına sahit olup, yanımda bulunanlara bakın tam olarak bunlar yaşanıyor ki, bu çocuklar surekli biri vuracakmış gibi tedirgin ve ellerini ısıran, başkalarına zarar veren cocuklar oluyor diye soyledim ama okul müdür yardımcısı OLUR BÖYLE ŞEYLER SÖZÜ İLE, PARKA ALANINA GİDİP DURUMA MUDEHALE YERINE,

İL MİLLİ EĞİTİM ARGE ÇALIŞANI ILE OKUL MÜDÜRÜ ODASINA TOPLANTIYA BAŞLAMIŞLAR, CAY KAHVE EŞLIGINDE.

Ben indim park alanına, sordum ogretmenlere neredeydiniz diye birisi park alanında ama diger ogretmen arkadaşlar ile muhabbet ederken digeri alanda yoktu bile.

Itekeyen öğretmenin sözü ise,salıncaktaki öğrenci benim öğrencim onu düşürebilirdi diye yaptım....

Yiğit kimin öğrencisi  bu okulda öğrenci  seçimi, digerine zara verecek diye tutup kolundan firlatarak korumak mi yoksa sakince tutup,arkadaşın düşer, gel beraber indirelim diye anlatarak ogretmek mi olmalıydı.

Bu çocuklarımız anlıyor ama geç  anlıyorlar.

Ifade edemedikleri icin savrulan ,bağırıp, sus,dur otur diye

9:30-14:20 saatlerinide orada buluaları için mi veriliyor maaşlari ve devlet bunun icin mi servisten,yemeğe, öğretmenden, müdüre okulda çalıştırıp ailelere mola ve calisma zamani sağlıyor....

Birileri yetkinlik kazandırıp mezun verirken ,birileri antidepresan attırıp, delirtiyor!!!

Valimiz biliyor ,sıkıntıları ben anlattım, takibindeyim irtibatta kalın  özel kalemle diyerek,bana benim cv lerimi bırakmamım içinde görevlendirmisti.

İl milli eğitim müdürüde iletişimde olalım demişti buna istinaden ,kimin zaman okuma yazma bilmeyen bir anne hatta bizler çalışmak zorunda olduğumuz için annane babanneler yanında olanlar için, onlarmışım gibi  dilekçeler yazarak (el yazısı ile yazıp, dilekçenin içinde  aileleri temsil ediyormuş gibi düşünmelerini,hal arama ,sorunları fark etmeyi bilmeyen ailelerimize öğreneceğimide yazarak,basit sistemle ,eksikleri olan dilekçeler ile)iletişime devam ettim.

Ancak bu olaylar üzerinden 2 ay,mücadeleye başlayalı ise 2 seneye yaklaşmama ragmen, gecen hafta cuma günü, okula müfettiş gönderilecegi ve ifadem için  davet edildim.

Ifademi alan müfettişimiz yüksek lisansını özel eğitim üzerine  yapmış olması ve beni dinlerken, benim bahsetmediğim  alanlarda cümleler ile sorunların çözümünü anlatan ,harika yöntemler bilen cok degerli bir müfettişti.

Ancak beş altı  başlık ile ifade istenmiş, onlar için sahaya inecekler ve o alanlardaki sorunlar tekrar araştırılarak çözüm için yine zaman zaman zaman ,okul bir eğitim öğretim yılının sonuna geldi ama sorunlar bir yılda müfettişe yeni ulaşti.

Seneye tain olmazlar,gorev değişikligi olmazsa bismillah dendi....

Yaz okulu açılıyor, gecen sene 21 gün sonra okula servisle gidebildik,ve ilçe milli eğitime medyada paylaşacağız artik yeter diye telefon ile yazılı sözlü  kaç anne ulaştı, 1 temmuzda yine yaz okulu başlayacak,bu sene kac gün sonra başlayacak bakalım.

Daha öncede yaz okulu var mi var mantığı ile yapilan yaz egitimi.

Üç hafta servissiz olunca öğretmenler  var ama çocukların çoğu okula gelmiyorlar,birde değişik sınıf, öğretmenler.

Bu çocuklarımız yeni bir yere adapte olmak ,yeni birine alışmak için haftalar aylar geçerken  gecen sene bizde iki üç gunde bir egitimci sınıf değişti.

Şaka gibi olaylar yaşanıyor, herkes biliyor, çözüm vizyon misyonda yazıyor, biz anne ,stk olarak çözüm önerileri ile birlikte sunuyoruz.

İki aydan beri okula gitmeyen oğlum, evin camını tuz buz etti,koltuklar kırıldı, ve saha neler neler.

Komşular şikayetci ev sahibine bilgi vermişler ,evden çıkartmak için islem başlatti.

Hergün sakin olmasi için  en az3 00 ile 500 tl kadar masraf yaparken ,iki ay evdeyim ve bizim evin geçimini ben çalışarak  kazanıyorum.

Şimdi kaba taslak hesap eder misiniz?

Ev kira ve diger giderler,birde okulda yaşanan  durumlardan dolayı haftada iki üç gün okula gitmemesine alışmış ve bu şekilde bile geçimimizi sağlayıp, dezavantajlı insanların tarım hayvancılık ile uğraşması, şehirlerde onları olmusuz uyaranlardan uzaklaştırmak için projesi için  geldiğim şehirde  mücadeleme zaman kalmadı, bu okuldaki yaşananlardan dolayı. Görmezden gelip devam etmek yerine,

VAR OLANI DEGERİNDE KULLANILMASI ILE O ALANDAKİ COCUKLAR ve ailelerin feraha ulaşmasını öne aldım.

Çünkü benim projem ortaya çıkana kadar gececek zamana kadar  1600-2000 kişinin bu okulda kaliteli eğitim ile sorunlarının çözümü mümkün iken ,bunu bırakıp kendi işime dalmam uygun degildi.

Bu ahlaki yapı ailen öğrenildi ve rahmetli anneme sözümüz var.

Rabimde görüp görmezden gelirsek,imtihan eder ya varlık ile ya baska dert ,kaza ,bela ile.

Devlet öğretmene,servise,okulun dogalgazı ,yemeğine,temizlik vs birçok ödenek çıkarıyor tahmini bir öğrencinin rehabilitasyon eğitimi, fizik tedaviyide eklersek aylık  devlete yükü 60-70 bin tl ye varıyor.

Hizmet edenler ödemelerini aliyor ve hizmet ettiklerini, ailelerini zora düşürüyorsa o zaman o alan kapatılsın yada yetkililer zamanında  MUDEHALE ETSINDE, DEVLETE, AILEYE ,TOPLUMA,BIREYE ZARAR YERINE ,HEPSINE FAYDA SAGLANSIN...

Okullarda giyim kuşama uymayan, alkollü gelen ,kamerası olmadığı için içeride ifade becerisi olmayan cocuklara daha neler yapılıyor  bir bilseniz ,Türküye genelinde bu sıkıntılar mevcut.

Valilik,il ,ilce müdürlükleri, yerel yönetimlerde engelli şube müdürleri ve çalışanları ve daha çok  yere söyledim.

Birde medya, sosyal medya,gazete yazıları ile devam edeceğim sektörde hatalı kısımların hatalarını duzeltmek için yöntemler için sahaya inmek,müdürlukten müdürün odasına ziyaretler alanda yaşananlara çözüm olmadığını anlatmaya ,yöntem degsitirerek devam edeceğim.

Biz bu iki ayda 300-350bin tl kadar kayıp  verdik, camlar,kapılar, kırılan bilgisayar, telefonlar,sokaka atilan ayakkabılar, benim calisamamam,kurban bayramı burnumuzdan geldi çocuk okulu seviyor,hadi okula diye çıkıyor ama ben nasıl bırakayım gözümle görüp hiç bir yetkilinin anında  MUDEHALE etmediği okula.

Üst yönetiminde ziyaretler, açılış, etkinlik,bayramlaşma ve devlet büyükleri ile toplantilarında  zaman gelmedi.

Birçok örnek  ve resimle diger aillerin yaşadıklarınıda anlatabilir,yazabilirim ancak insanlar özel alanlarında yasananların gazete ,dergi yada medyada yazılması, söylenmesine razı olmayabilir.

Zaten arge çalışanı  hepsini dinledi iki ay önce ben olar için üzerime düşen görevi yaptım.

Valiliğin  iki sokak arkasında iki ay hatta iki yıldır yaşanan olaylara bilmelerine rağmen çözüm yok,ama dünyanın öteki ucuna yetişenler var.

Yaşananları Glgazetelerde kaleme alacağımı, medyada paylaşacagimi söyledim ozel kalmelere ve her yazdığım dilekçeyede yazmıştım.

Hızlandırmak için yöntem geliştirmek zorundaydım, sebebide bu.

Sabirla okudugunuz için çok teşekkür ederim.

Biz bize yeterizde bu fikirleri  ucret karşılığı sunsalar teşekkür yagarken bizi galeye almamalarıda ülkemizin en büyük kaybı,ayıbı diyelim.

Sorunları yerinde çözecek ekiblere ,insalara denk gelsin kalan ömrümüz.

Selamlar,saygılar sunuyorum .

Editör: Erdal ŞAHAN