Milliyetçi camianın tanınmış isimlerinden, "Dürüst Oktay" lakabıyla bilinen Oktay Köse, son dönemde işkenceci subaylar Esat Oktay Yıldıran ve Raci Tetik üzerine yaptığı sert açıklamalarla gündeme oturdu. Bir dönemin tanığı olan Köse’nin, geçmişin karanlık sayfalarına ışık tutan sözleri sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Peki, Dürüst Oktay kimdir? İşte o röportajın detayları...
Dürüst Oktay (Oktay Köse) Kimdir?
Oktay Köse, milliyetçi camia içerisinde dürüstlüğü ve eğilip bükülmeyen tavırlarıyla tanındığı için "Dürüst Oktay" lakabıyla anılmaktadır. 12 Eylül darbesi öncesi ve sonrası süreçlerin bizzat içerisinde yer almış, cezaevi süreçlerini yaşamış ve ülkücü hareketin hafızasında yer edinmiş bir isimdir. Köse, günümüzde geçmişte yaşanan hak ihlalleri ve işkencelere karşı duruşuyla dikkat çekmektedir.
"İşkenceci Sefildir, Hayvandır"
Oktay Köse, Serbestiyet’e verdiği röportajda, Diyarbakır ve Mamak gibi cezaevlerinin sembolleşmiş işkenceci isimleri hakkında çok ağır ifadeler kullandı. Köse, işkencenin bir "hizmet" ya da "görev" olamayacağını vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:
-
Esat Oktay Yıldıran Hakkında: "İşkenceci sefildir. Esat Oktay Yıldıran bir kahraman değildir, bir işkencecidir."
-
Raci Tetik Hakkında: Mamak Cezaevi Müdürü Raci Tetik için "O bir hayvandı" ifadesini kullanan Köse, işkencecilerin milliyetçilik üzerinden meşrulaştırılmasına sert tepki gösterdi.
Milliyetçi Camianın İç Hesaplaşması
Dürüst Oktay’ın bu çıkışı, milliyetçi camia içerisinde bir "iç hesaplaşma" olarak değerlendiriliyor. Köse, gerçek milliyetçiliğin insan onurunu savunmak olduğunu belirterek, geçmişteki kötü uygulamaların savunulmasının harekete zarar verdiğini ifade ediyor. Köse’ye göre, suçsuz insanlara yapılan eziyetlerin "devletin bekası" adı altında savunulması büyük bir yanılgıdır.
Neden "Dürüst Oktay"?
Bu lakabın arkasında, Köse’nin siyasi hayatı boyunca menfaat gruplarından uzak durması ve inandığı doğruları her koşulda savunması yatıyor. Röportajda da görüldüğü üzere, kendi mahallesinden isimlerin bile sessiz kaldığı konularda konuşmaktan çekinmemesi, bu lakabın neden kendisine verildiğini kanıtlar nitelikte.