Yemen’deki İran destekli Husi militanlar, birkaç gün içinde Kızıldeniz açıklarında iki büyük kargo gemisini hedef aldı. İlk saldırı, Yunanistan bandıralı “Eternity C” adlı gemiye yönelik gerçekleştirildi. Patlayıcı yüklü insansız hava araçları, füze ve otomatik silahlarla düzenlenen saldırı, üç gün boyunca sürdü. Çarşamba günü tamamen batan gemide 25 mürettebat bulunuyordu. 4 denizcinin yaşamını yitirdiği açıklandı. Hayatta kalan 6 kişi, denizden sağ çıkarıldı ancak Husi militanlar tarafından kaçırıldı.
Gemideki personelin büyük kısmını Filipinliler oluşturuyordu. Açıklamalara göre 21 kişi Filipinli, biri Rus, biri Hintliydi. Kaçırılanların kimlik bilgileri resmi olarak paylaşılmazken, kurtarılanların 5’inin Filipinli, 1’inin Hintli olduğu belirtildi. Kurtarılanlardan birinin bacağını kaybettiği bildirildi. Husi militanlar, saldırıya dair bazı görüntüleri de kamuoyuna servis etti. Yayınlanan görüntülerde telsiz konuşmaları ve patlama anları yer alırken, bir militanın gemidekilere kaçmaları için izin verdiği anlar dikkat çekti. Ancak bu çağrıya rağmen kaç kişinin gemiden çıkabildiği henüz netlik kazanmadı.
Bu olaydan sadece birkaç gün sonra benzer bir saldırı “Magic Seas” adlı başka bir yük gemisine düzenlendi. Pazar günü gerçekleşen saldırıda gemi yine patlayıcı dronlar ve füzelerle vurularak batırıldı. Mürettebata ilişkin detaylar paylaşılmasa da bu ikinci saldırının, Husilerin bölgedeki deniz ticaretine yönelik baskısını artırdığı değerlendirmesi yapılıyor.
ABD'nin Yemen Büyükelçiliği, Eternity C adlı gemideki bazı sağ kurtulanların Husi militanların elinde olduğunu doğruladı. Yapılan açıklamada, söz konusu kişilerin serbest bırakılması çağrısında bulunuldu. Uluslararası denizcilik otoriteleri ve bazı devlet yetkilileri, bu tür saldırıların Kızıldeniz'de ticaret yapan gemiler için ciddi güvenlik riski oluşturduğunu belirtiyor.
Husilerin saldırıları, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın görevinin son aylarında başlattığı yoğun askeri baskılara rağmen devam ediyor. Bu gelişmeler, bölgedeki çatışma dinamiklerinin yeniden hareketlendiğine işaret ediyor. Küresel deniz taşımacılığı açısından stratejik öneme sahip olan Kızıldeniz’de güvenliğin yeniden tartışma konusu haline gelmesine neden olan bu saldırılar, yakın dönemde yeni diplomatik ve askeri adımları beraberinde getirebilir.