Günümüzde bağırsak mikrobiyomu kadar dikkat çeken bir başka sağlık konusu daha var: ağız sağlığı. Araştırmalar, sağlıklı bir ağız mikrobiyomunun sadece diş çürüklerini önlemekle kalmayıp, kalp hastalığı, diyabet, Alzheimer ve kanser gibi kronik hastalıklarla da doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Ünlü teknoloji girişimcisi Bryan Johnson ve dünyaca tanınan nörobilimci Andrew Huberman, ağız sağlığının ömrü uzatmadaki etkisini gündeme taşıyan son isimler arasında.
Ağız Sağlığı Ömrü Uzatabilir
Detroit Üniversitesi’nden Prof. Judith Jones, "Uzun ömürlü bireylerin, yaşıtlarına göre daha çok dişe sahip olduğu gözleniyor" derken, bu durumun hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı desteklediğini vurguluyor. Diş eksikliği, sosyal izolasyon, özgüven eksikliği ve yetersiz beslenme gibi olumsuzluklara yol açabiliyor.
Ağız mikrobiyomu, sadece lokal değil, sistemik etkiler de yaratıyor. Diş eti hastalıklarına neden olan bakteriler, Alzheimer hastalarının beyninde, kalp hastalarının dokularında ve kolon kanseri tümörlerinde saptandı. Bu durum, ağız sağlığının genel sağlıkla ne kadar iç içe olduğunu ortaya koyuyor.
Uzmanlar günde en az bir kez diş fırçalamanın ve diş ipi kullanımının ihmal edilmemesi gerektiğini söylüyor. Çünkü diş ipi, fırçanın ulaşamadığı bölgelerdeki bakterilerin temizlenmesini sağlıyor. Haftada bir kez diş ipi kullanmak, inme riskini %20 oranında azaltabiliyor.
Ağız mikrobiyomuna özel geliştirilen prebiyotik diş macunları, 55 milyar dolarlık ağız bakım sektöründe yeni bir pazar oluşturdu. Kişisel ağız bakterilerine göre özel formüller geliştirilmesi, ağız sağlığını hastalık önleme merkezine dönüştürmeyi hedefliyor.
Günümüzde ağız sağlığı artık sadece estetik ya da sosyal bir ihtiyaç değil, hayat kalitesini ve süresini doğrudan etkileyen bir sağlık önceliği haline geldi. Sağlıklı bir yaşam için ağız hijyenini öncelikli alışkanlık haline getirmek gerekiyor.