SAĞLIK

Aşırı Koruyucu Ebeveynlik, Çocuklarda Kaygı ve Depresyon Riskini Artırıyor

Michigan Üniversitesi anketi, aşırı koruyucu ebeveynliğin çocuklarda kaygı ve depresyonla bağlantılı olduğunu ortaya koydu.

Michigan Üniversitesi tarafından yapılan kapsamlı bir anket, aşırı koruyucu ebeveynlik ile gençlerde artan kaygı ve depresyon arasında doğrudan bir ilişki olabileceğini ortaya koydu. 13 ila 18 yaş aralığındaki gençlerin ebeveynleriyle yapılan ankette, çocukların günlük yaşamlarında bağımsız hareket etmelerine sıklıkla izin verilmediği gözlemlendi. Elde edilen veriler, gençlerin kendi kararlarını alabilecekleri alanların giderek daraldığını ve bunun ruhsal sağlık üzerinde olumsuz etkiler yarattığını gösteriyor.

C.S. Mott Çocuk Hastanesi tarafından yürütülen araştırmaya göre, ebeveynlerin yalnızca yüzde 50’sinden azı, çocuklarının otel odasında kısa süreliğine tek başına kalmasına onay veriyor. Yakındaki bir kafeye yalnız gitmeye izin verenlerin oranı yüzde 30 iken, çocuklarının eğlence parkı veya müzeye tek başına gitmesine izin veren ebeveynlerin oranı sadece yüzde 20. Öte yandan her beş ebeveynden biri, seyahatlerde çocuklarının kendilerinden ayrı kalmasını kesinlikle istemediğini ifade ediyor.

Araştırmacılar, günümüzdeki gençlerin geçmiş nesillere göre daha az bağımsız hareket ettiğini belirtiyor. Önceki dönemlerde gençlerin okula yürüyerek gitmesi, arkadaşlarını yalnız ziyaret etmesi veya yarı zamanlı çalışması daha yaygınken; bugün bu gibi davranışlar birçok ebeveyn tarafından riskli görülüyor. Ruh sağlığı uzmanları, bu durumun çocuklarda özgüven kaybı, karar verme zorluğu ve anksiyete bozuklukları gibi sorunları tetikleyebileceğine dikkat çekiyor.

Boston College psikoloğu Peter Gray, gençler arasında anksiyete ve depresyon vakalarındaki artışın şaşırtıcı olmadığını dile getirirken, gerçek hayat becerilerinin öğretilmesinin önemini vurguluyor. Halk sağlığı uzmanı Sarah Clark ise gençlerin toplu taşıma kullanma, yabancılarla iletişim kurma ve kendi yemeklerini sipariş etme gibi günlük yaşam becerilerini edinmesinin, ruhsal sağlık açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.

Uzmanlar, ebeveynlerin koruyucu tavırlarını tamamen bırakmaları yerine, gençlerin bireysel gelişimini destekleyecek sınırlar çizmeleri gerektiğini öneriyor. Örneğin gençlerin dışarı çıkarken ailelerine telefonla bilgi vermesi ya da belirli bölgelerde kalmaları gibi kurallar, hem güvenli bir ortam sağlar hem de gençlerin özerklik duygusunu güçlendirir.