Modern yaşamın getirdiği işlenmiş gıdalar ve düzensiz beslenme alışkanlıklarına karşı geliştirilen NiMe diyeti, bilim insanlarının dikkatini çeken yeni bir beslenme modeli olarak öne çıkıyor. “Non-industrialised Microbiome Restore” (Endüstriyelleşmemiş Mikrobiyom Onarımı) ifadesinin kısaltması olan NiMe, Papua Yeni Gine’deki geleneksel beslenme sistemlerinden ilham alarak oluşturuldu. Diyetin temel amacı, bağırsak mikrobiyotasını onarmak, kronik hastalık riskini azaltmak ve genel sağlık düzeyini yükseltmek.
Cork Üniversitesi'nden Prof. Dr. Jens Walter’ın öncülüğünde yürütülen çalışmalarda, bu geleneksel diyeti uygulayan bireylerde obezite, diyabet ve inflamasyon gibi sağlık problemlerine çok daha az rastlandığı gözlemlendi. Yapılan deneylerde NiMe diyetini yalnızca 3 hafta uygulayan kişilerde vücut yağ oranı, kötü kolesterol (LDL) ve C-reaktif protein (CRP) gibi önemli sağlık göstergelerinde belirgin düşüşler kaydedildi.
NiMe diyeti nasıl uygulanıyor?
NiMe diyetinin temel prensibi doğal, lif açısından zengin ve işlenmemiş besinlere dayalı bir beslenme modelidir. Günlük ortalama 45 gram lif alımı önerilir. İşte ana bileşenler:
-
Sebzeler ve meyveler (özellikle nişasta içermeyen yeşil yapraklılar, biber, kereviz sapı, portakal, armut)
-
Baklagiller ve tam tahıllar (bezelye, mercimek, akdarı, arpa, kinoa)
-
Kuruyemişler ve tohumlar
-
Bitkisel protein kaynakları (tofu, sarı bezelye çorbası)
-
Az miktarda hayvansal protein (haftada birkaç kez balık, tavuk veya yumurta)
-
En önemli içecek su, ayrıca şekersiz çay ve kahve serbest
NiMe diyetinde işlenmiş gıdalara, kırmızı ete, buğdaya ve süt ürünlerine neredeyse hiç yer verilmiyor.
-
Vücut ağırlığında %1,4 oranında azalma
-
LDL kolesterolde %17 düşüş
-
CRP seviyelerinde %14 düşüş (iltihap göstergesi)
-
Kan şekerinde %6 azalma
-
Tip 2 diyabet ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkiler
-
Bağırsak sağlığında iyileşme ve mikrobiyom çeşitliliğinde artış
Uzmanlar, bu beslenme düzeninin yalnızca kilo kaybı değil, kronik hastalıklara karşı koruma ve genel sağlığı artırma yönünde ciddi avantajlar sunduğunu vurguluyor.
Ancak bu diyetin yüksek lif oranı nedeniyle şişkinlik ve gaz gibi yan etkiler oluşturabileceği, özellikle lif hassasiyeti olan bireylerin dikkatli olması gerektiği ifade ediliyor.