24 MAYIS DÜNYA ŞİZOFRENİ GÜNÜ!
24 MAYIS DÜNYA ŞİZOFRENİ GÜNÜ!
İçeriği Görüntüle

Türk bilim insanı Dr. Metin Kurtoğlu, ABD’de başlattığı kanser tedavisinde çığır açan çalışmalara Türkiye’yi de dahil etti. Genetik mühendislik ile geliştirilen ve klasik kemoterapiye alternatif olan CAR-T hücre tedavisi, İstanbul Üniversitesi’nin katılımıyla artık Türkiye’de de klinik araştırmalar kapsamında uygulanıyor.

CAR-T, yani “Chimeric Antigen Receptor T-cell” teknolojisi, kişinin kendi bağışıklık hücrelerinin genetik olarak yeniden programlanarak kanser hücrelerini tanıyıp yok etmesini sağlayan bir yöntem. Kemoterapiye dirençli kan kanserlerinde umut verici sonuçlar veren bu tedavi, hastaya damar yoluyla uygulanıyor ve kalıcı bağışıklık sağlama potansiyeli taşıyor.

Kemoterapi Yerine Genetik Müdahale

Dr. Kurtoğlu, tedavinin temelinde yatan mekanizmayı şöyle açıklıyor: “CD8+ T hücrelerine laboratuvar ortamında özel bir gen yerleştiriliyor. Bu genin ürettiği protein sayesinde hücreler, kanser ya da otoimmün hastalıklarda hastalık üreten hücreleri bularak yok ediyor.” Yani bu teknoloji sayesinde bağışıklık sisteminin hücreleri, adeta asker gibi görev alıyor.

Faz 2 Türkiye'de, Faz 3 Başlıyor

İstanbul Üniversitesi, dünyada ilk defa RNA tabanlı hücre tedavisinin yer aldığı Faz 2 çalışmasına katıldı. Bu klinik başarılar uluslararası kongrelerde yayınlanmaya başlarken, Faz 3 çalışmaları da İstanbul ve Ankara'da başlıyor. Bu süreç olumlu sonuçlandığında, CAR-T teknolojisiyle geliştirilen RNA tabanlı hücre ürünü dünyada ilk kez ruhsat almış olacak.

Kan Kanserinde Başarı, Diğer Kanserler Sırada

CAR-T teknolojisi şu an için özellikle kan kanserlerinde etkin bir şekilde kullanılıyor. Ancak akciğer ve meme kanseri gibi solid tümörler üzerinde de araştırmalar hızla sürüyor. Bu tedavinin, ileride klasik yöntemlerin yerini alması hedefleniyor.

CAR-T hücreleri, hastaya damar yoluyla uygulanıyor. Bir kez uygulandığında, bu genetik olarak modifiye edilmiş hücreler, vücutta kanseri tanıma ve yok etme yeteneği kazanarak uzun süreli bağışıklık oluşturabiliyor. Tedavi süreci klasik kemoterapiye göre çok daha az yan etki barındırıyor ve ayakta yapılabiliyor.