Peki, Peygamberimiz hangi tarihte, nerede ve nasıl vefat etti? Son günlerinde vefatından hemen önce neler yaşandı? İşte Resûl-i Ekrem’in vefatına dair bilinmesi gereken tüm detaylar.
Peygamber Efendimiz Ne Zaman ve Nerede Vefat Etti?
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Hicret’in 11. yılında, Rebiülevvel ayının 12. Pazartesi günü (Miladi takvime göre 8 Haziran 632) Medine'de, eşi Hz. Âişe'nin odasında ruhunu teslim etmiştir.
Vefat ettiğinde 63 yaşındaydı.
Vefatına Giden Hastalık Süreci
Resûl-i Ekrem’in vefatına neden olan hastalık süreci yaklaşık iki hafta sürdü. Hastalığı boyunca şiddetli ateş ve baş ağrısı çeken Efendimiz, rahatsızlığına rağmen son ana kadar namazları cemaatle kılmaya büyük önem verdi. Son günlerinde cemaatle namaz kıldırma görevini Hz. Ebû Bekir'e devretti.
-
Son Hutbesi: Vefatından kısa bir süre önce, Müslümanlara son kez seslenerek ümmetini uyardı ve helallik istedi.
-
Son Cuma Namazı: Sağlığının el verdiği son günlerde, cemaatine katıldı ve onlara baktı.
Resûl-i Ekrem’in (S.A.V) Son Anları ve Vasiyetleri
Vefat etmeden önceki son anları, Hz. Âişe’nin odasında geçti. O sırada başı Hz. Âişe'nin göğsüne yaslıydı.
-
Son Sözleri: Vefat anında son sözleri, kendisinden sonraki ümmeti için bir rehber niteliğindeydi. Rivayetlere göre son anlarında "Namaz, namaz! Bir de elinizin altındaki hizmetçiler (köleler) hakkında Allah’tan korkun!" buyurmuştur.
-
Miske Sürülmüş Misvak: Hz. Âişe’nin abisi Abdurrahman’ın elindeki misvakı fark etmiş, misvakı alarak yumuşatması için Hz. Âişe’ye işaret etmiş ve son kez misvak kullanmıştır.
-
Dua ve Şehadet: Gözleri yukarıya çevrilmiş bir halde, "Allah’ım! Refîk-i A’lâ’ya (En Yüce Dost’a)" diyerek canını teslim etmiştir. Bu an, Pazartesi kuşağında, güneşin yükseldiği bir vakitte gerçekleşmiştir.
Cenaze Namazı ve Defni
Peygamber Efendimiz’in vefat haberi Medine’de büyük bir üzüntüye neden oldu. Bazı sahabeler şoka girerken, Hz. Ömer bile vefat haberine inanmakta zorlandı. Durumu yatıştıran ve tevhidi (Allah'ın birliği inancını) hatırlatan ise Hz. Ebû Bekir oldu.
Resûl-i Ekrem’in cenaze namazı, farklı ve özel bir şekilde kılındı. Tek bir imamın arkasında saf tutulmadı; Müslümanlar gruplar halinde, Peygamberimizin naaşının bulunduğu odaya girerek tek tek ve cemaatsiz olarak cenaze namazını kıldılar. Bu durum, onun müstesna makamına bir hürmet göstergesiydi.
Hz. Ali, Hz. Abbas ve oğulları gibi yakınları tarafından yıkanıp kefenlenen Efendimiz, vasiyeti üzerine ve "Peygamberler vefat ettikleri yere defnedilir" hadisi gereğince, Hz. Âişe’nin odasında, vefat ettiği yere defnedildi. Bu mübarek mekân, günümüzde Mescid-i Nebevi'nin içinde yer alan Ravza-i Mutahhara'nın bir parçasıdır.
Vefatının yıl dönümlerinde ve tüm zamanlarda, onun bıraktığı Sünnet'e ve yüce ahlakına bağlı kalmak, ümmeti için en büyük mirastır.




