İngiltere’nin tanınmış uzun ömür kliniklerinden HUM2N’in kurucusu olan pratisyen hekim Dr. Mohammed Enayat, genç ve sağlıklı kalmak için günlük hayatında uyguladığı yöntemleri paylaştı. The Telegraph’a konuşan Dr. Enayat, sabah uyanma saatinden beslenme rutinine, egzersiz alışkanlıklarından soğuk terapiye kadar birçok konudaki uygulamalarını ayrıntılı şekilde aktardı. Enayat, her sabah saat 06.00’da uyanıyor. Yağmur bile yağsa ilk iş olarak dışarı çıkıyor ve bahçede çıplak ayakla yere basarak nefes egzersizi yapıyor. Ardından soğuk duş alıyor ve yalnızca bu rutinden sonra dijital cihazlarına bakıyor. Kahvaltı etmiyor; bunun yerine aralıklı oruç uyguluyor. Sabah saatlerinde kalori içeren hiçbir şey tüketmiyor. İlk öğününü öğle saatlerinde yiyen Enayat, bu şekilde haftanın beş günü açlık durumunda oluyor. Sabah yalnızca suyla birlikte bazı günler sekiz, bazı günler hiç takviye almadığını söylüyor. Hangi takviyeyi alacağına karar vermek için yılda bir kez 120 biyobelirteç içeren detaylı bir kan testi yaptırıyor. Bu testlerle karaciğer fonksiyonları, bağışıklık sistemi, hormon dengesi, sindirim sistemi sağlığı gibi birçok faktör değerlendirilerek takviye planı oluşturuluyor. Enayat son testinde yüksek zonulin seviyesiyle karşılaşmış; bu da bağırsak geçirgenliğine işaret ediyor. Bu nedenle beslenmesinden süt ürünlerini çıkarmış ve bu değişiklikle birlikte şişkinlik ve cilt kuruluğu gibi belirtilerinin azaldığını gözlemlemiş. Ayrıca adrenal yorgunluk belirtileriyle karşılaştığını söyleyen Enayat, stres düzeylerini düşürmek için akşamları meditasyon ve nefes egzersizleri yapıyor.
Sabah ilk kahvesini saat 09.00 civarında içiyor. Bazı sabahlar klinikte hasta kabul ediyor, bazı günler ise yürüyerek yapılan toplantılara katılarak hem temiz hava alıyor hem de hareket etmiş oluyor. Öğle saatlerinde yaklaşık bir buçuk saatlik ara vererek spor salonunda güç ve kondisyon antrenmanı yapıyor. Sırt ağrısı yaşaması üzerine düzenli egzersize başladığını ifade eden Enayat, haftada birkaç kez boks yaptığını da ekliyor. Hava müsaitse antrenmanlarını açık havada gerçekleştiriyor. Öğleye kadar acıkırsa, yaban mersini, badem yağı, kolajen proteini, yeşil toz, yulaf sütü ve su ile hazırladığı bir smoothie içiyor. Öğle yemeğinde yaklaşık 800 kalori alıyor. Menüde genellikle somon veya ton balığı ve bol sebze bulunuyor. Yanında protein içeren bir shake içerek antrenman sonrası toparlanmayı destekliyor. Yemekten sonra 25 dakikasını telefonsuz geçiriyor. Akşam saatlerine kadar çalışmalarını sürdüren Enayat, eve dönerken günlük tutuyor ve günün muhasebesini yapıyor.
Akşam yemeğinde ortalama 1000 kalori alıyor. Haftada birkaç gün vejetaryen besleniyor, kırmızı et tüketimini haftada bir kezle sınırlandırıyor. Tabağının büyük kısmını sebzeler oluşturuyor. Brokoli, patates, lahana, kabak, bezelye ve kuşkonmaz gibi lif ve mikro besin açısından zengin sebzeleri dönüşümlü olarak tüketiyor. Baharat olarak anti-inflamatuar etkisiyle bilinen zerdeçal içeren ras el hanout kullanıyor. Zeytinyağı ve Himalaya tuzu ise yemeklerinde vazgeçilmez. Akşam yemeği bazı günler ailesi tarafından hazırlanıyor. Hint kökenli bir aileden gelen Enayat, annesinin pişirdiği körileri de zaman zaman tercih ediyor, fakat fazla pilav tüketmediğini ve tercihini yabani pirinçten yana kullandığını belirtiyor.
Günün son saatlerinde yulaf sütüyle hazırlanmış şekersiz çay içiyor. 22.30’da uyumayı hedefliyor. Yatak odasında dijital cihaz bulundurmuyor, uyumadan önce televizyon izlemiyor. Pencerelerini açarak odayı serinletiyor ve gece boyunca iki saat derin uyku almaya özen gösteriyor. Derin uykunun bağışıklık sistemini düzenlemekten hücre yenilenmesine kadar birçok biyolojik fayda sağladığını vurguluyor. Uyku düzenini dijital cihazlarla takip ediyor. Ayrıca haftada birkaç kez buz dolu bir kâseye yüzünü sokarak soğuk su terapisi uyguluyor. Bu uygulamanın zihinsel dayanıklılığı artırdığını, sinir sistemini dengelediğini ve stresle baş etme kapasitesini yükselttiğini belirtiyor. Şehir yaşamının temposundan zaman zaman uzaklaşmak gerektiğini savunan Enayat, fırsat buldukça sahile gittiğini ve doğayla bağ kurmanın uzun ömür için vazgeçilmez olduğunu söylüyor.