Hindistan'da 12 Haziran’da yaşanan ve 260 kişinin hayatını kaybettiği Air India uçak kazasına ilişkin ön rapor yayımlandı. Kazaya dair en çok merak edilen konu ise, bu büyük trajedinin pilotaj hatası mı yoksa sabotaj mı olduğu yönündeki sorulardı. Açıklanan ön inceleme raporu, bu sorulara net bir cevap vermese de kritik bulgular dikkat çekti.
Ahmedabad-Londra seferini yapan uçakta bulunan 242 yolcu ve 18 mürettebattan yalnızca bir kişi sağ kurtuldu. Uçak, kalkıştan sadece birkaç saniye sonra irtifa kaybederek havaalanı sınırları dışındaki bir pansiyona çarpmış ve pansiyonda bulunan 19 kişinin daha hayatını kaybetmesine neden olmuştu.
Ön raporda en dikkat çeken detay, uçağın her iki motoruna kalkıştan hemen sonra yakıt akışının kesilmiş olması. Hindistan Uçak Kazaları Araştırma Bürosu tarafından yayımlanan rapora göre, kokpitte yer alan yakıt kesme anahtarları, bilinmeyen bir nedenle “off” konumuna alınmış. Bu durum, her iki motorun da aynı anda durmasına yol açarak uçağın kontrolünü imkânsız hale getirdi.
Raporda ayrıca, kokpitteki ses kayıtlarının çözümlendiği bilgisine yer verildi. Pilotlardan birinin diğerine "neden kesme yaptın" şeklinde soru sorduğu, diğer pilotun ise böyle bir işlem yapmadığını belirttiği aktarıldı. Bu konuşmaların ardından uçakta kontrol kaybı yaşandığı ve düşüş sürecinin başladığı ifade edildi.
Raporda ayrıca her iki yakıt anahtarının ardışık olarak kapatıldığı belirtiliyor. Güvenlik sistemleri nedeniyle bu anahtarların kazara kapatılmasının zor olduğu, yani manüel bir müdahale ihtimalinin yüksek olduğu kaydedildi.
Kazaya dair yapılan teknik değerlendirmede, uçağın kaptan pilotu 56 yaşındaki Sumeet Sabharwal’ın 15 binden fazla saatlik uçuş deneyimine ve eğitmenlik görevine sahip olduğu belirtiliyor. Yardımcı pilot Clive Kunder ise 3 bin 400 saatlik uçuş tecrübesine sahipti. Ancak ses kayıtlarından hangi pilotun ne söylediği konusunda bir netlik paylaşılmadı.
Kaza mı, sabotaj mı? Bu sorunun cevabı hâlâ kesinlik kazanmadı. Ancak açıklanan ön bulgular, olayın sıradan bir teknik arıza olmadığını gösteriyor. Yakıt kesme anahtarlarının kasıtlı ya da ihmalkâr şekilde kapatıldığına dair şüpheler, kazayla ilgili soruşturmanın daha da derinleşmesine neden olacak gibi görünüyor.