Okullarda giderek yaygınlaşan akran zorbalığı, son dönemde tehlikeli bir dil değişimiyle dikkat çekiyor. Çocuklar arasında, bir davranışı küçümsemek ya da karşısındakine tepki göstermek için "otistik misin?" ifadesi, aşağılayıcı bir hakaret olarak kullanılmaya başlandı. Bu durum, hem otizm tanısı taşıyan bireyleri hem de ailelerini derinden etkiliyor.

Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Burçak Karakaya, bu olumsuz dilin toplumun geniş kesimlerini etkilediğini belirterek, “Otizmli bireyler toplumun ayrılmaz bir parçası. Yaklaşık 3 milyon otizm tanılı çocuk, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde yaklaşık 10 milyon kişi, bu farklılığın bir parçası. Bu kadar geniş bir kesimin dışlayıcı bir dil üzerinden hedef alınması, toplumsal yapıda kırılmalara yol açar” ifadelerini kullandı.

Savaş içerikli video oyunları ve sosyal medya platformlarında yayılan olumsuz içeriklerin, çocukların empati becerilerini zayıflattığını vurgulayan Karakaya, ayrıştırıcı ifadelerin yalnızca hedef alınan çocuğu değil, tüm ailesini etkilediğini belirtti. “Bu tür sözler, çocukların özgüvenini zedeliyor, sosyal hayattan kopmalarına neden oluyor” dedi.

Karakaya, çözümün yalnızca çocukların eğitimiyle sınırlı kalmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Empati ve çeşitliliğe saygı, erken yaşlarda kazandırılmalı. Ancak bu sorumluluk sadece çocuklara yüklenmemeli. Aileler, öğretmenler ve iş dünyası bu konuda bilinçlendirilmeli. Otizm spektrumundaki bireyler eğitim alıyor, büyüyor ve iş dünyasına katılıyor. Eğer toplumda anlayış eksikse, bu bireyler sürekli dışlanıyor” açıklamasında bulundu.

Sağlık Bakanlığı Görevde Yükselme Sınavı Kılavuzu Yayınlandı! Başvurular Ne Zaman?
Sağlık Bakanlığı Görevde Yükselme Sınavı Kılavuzu Yayınlandı! Başvurular Ne Zaman?
İçeriği Görüntüle

Toplumun her alanında saygı, empati ve bilinç temelli bir yaklaşım benimsenmediği sürece, bu tür dışlayıcı dillerin önüne geçmenin mümkün olmayacağı vurgulandı. Eğitim sisteminde farklılıklara hoşgörü, empati ve kapsayıcılık değerlerinin daha fazla yer alması gerektiği ifade edildi.