Beyin işleyişi artık 3 boyutlu olarak haritalandırılabiliyor. Geliştirilen yeni teknoloji sayesinde, klasik EEG (beyin grafiği) verileri milimetrik hassasiyetle analiz edilerek beynin derin bölgelerindeki elektriksel aktiviteler detaylı biçimde izlenebiliyor. Bu yenilik, özellikle Alzheimer, dikkat eksikliği, depresyon ve anksiyete gibi hastalıkların erken dönemde tespit edilmesini ve kişiye özel tedavi planlarının yapılmasını mümkün kılıyor. Beynin haritasını çıkardılar başlığı altında sunulan bu gelişme, nörolojide adeta yeni bir dönemin habercisi.
Beynin Derinliklerine Uzanan Teknoloji
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, saçlı deriden alınan elektriksel sinyallerin, gelişmiş analiz yöntemleriyle beyin yüzeyinin ötesine geçerek derin bölgelere ulaşabildiğini belirtiyor. Bu teknoloji, klasik EEG'nin ötesinde beyin içindeki işleyiş bozukluklarını ortaya koyarak, yalnızca belirtileri değil, belirtilerin kaynağını da gösteriyor.
Erken Teşhis ve İlaçsız Müdahale
3 boyutlu beyin haritalama yöntemi sayesinde, şikayet başlamadan önce beyin işleyişindeki düzensizlikler tespit edilebiliyor. Bu da erken teşhisin yanında, ilaçsız tedavi yöntemleri ve beyin eğitimi gibi alternatif yaklaşımların da yolunu açıyor. Tedavi öncesi ve sonrası beyin haritalarının karşılaştırılmasıyla da, müdahalenin etkisi doğrudan izlenebiliyor.
Depresyondan Travmaya, Geniş Kapsamlı Kullanım
Bu yenilikçi sistem;
-
Dikkat eksikliği,
-
Depresyon,
-
Anksiyete,
-
Obsesif kompulsif bozukluk,
-
Epilepsi,
-
Travma sonrası stres bozukluğu ve
-
Alzheimer gibi birçok nörolojik ve psikiyatrik hastalığın tanı ve takibinde kullanılıyor.
Ayrıca, beyin travmaları sonrası beyin faaliyetlerinin değerlendirilmesi açısından da oldukça değerli bir araç olarak görülüyor.
Görünmeyeni Görünür Kılıyor
Prof. Dr. Tarlacı, “Artık sadece hastalığın dışa yansıyan belirtilerine değil, beynin iç dünyasına da bakabiliyoruz. Bu teknoloji sayesinde beynin bize ne anlattığını doğrudan görebiliyoruz” diyerek, 3 boyutlu haritalamanın sadece bir teşhis aracı değil, aynı zamanda koruyucu sağlık uygulamalarında da devrim yarattığını vurguluyor.
