Akıllı telefonlar, kulaklıklar, akıllı saatler ve dizüstü bilgisayarlar... Günümüzde suyla temas etmeleri neredeyse kaçınılmaz hale gelen bu cihazlar hakkında internette sayısız “çözüm” önerisi dolaşıyor. Ancak uzmanlara göre, ıslanan elektronik cihazlarla ilgili yaygın inanışların birçoğu hatalı ve bu hatalar daha büyük arızalara yol açabiliyor.

Forumlarda paylaşılan öneriler ya da sosyal medyada yayılan “pratik çözümler”, çoğu zaman cihazların daha fazla zarar görmesine neden oluyor. İşte Popular Science Türkçe tarafından derlenen ve en çok karşılaşılan 5 hatalı inanış:

1. “Cihaz açıldıysa sorun yok”
Islanan cihazın tekrar çalışıyor olması her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor. Nem nedeniyle iç aksamda oluşan korozyon ve mikro hasarlar, günler ya da haftalar sonra ciddi arızalara neden olabilir.

2. “Su geçirmez cihazlar her şeye dayanır”
“Su geçirmez” ifadesi, sanıldığı kadar kapsamlı değil. IP derecelendirmeleri ve diğer standartlar sadece belirli koşullarda test edilir. Tuzlu su, sabunlu su, şampanya ya da sıcak duş bu kapsamın dışında kalabilir.

3. “IP derecesi yüksekse gerçek hayatta sorun olmaz”
IP sertifikaları çoğunlukla tatlı suya karşı yapılan laboratuvar testlerine dayanır. Gerçek hayattaki sıvı teması çok daha farklı koşullarda gerçekleşebilir ve cihazlar bu tür durumlara hazır olmayabilir.

Renault En Popüler Modellerinden Taliant’ı Sessizce Satıştan Kaldırdı
Renault En Popüler Modellerinden Taliant’ı Sessizce Satıştan Kaldırdı
İçeriği Görüntüle

4. “Pirinçle kurutursam düzelir”
Yaygın olarak önerilen “pirince yatırma” yöntemi hem etkisiz hem de zararlı olabilir. Pirinç tozları ve parçacıkları cihazın içine girerek ekstra hasar oluşturabilir. Cihazın hemen kapatılması ve profesyonel müdahale öneriliyor.

5. “Garantim var, değiştirirler”
Çoğu cihazın standart garantisi sıvı teması kaynaklı arızaları kapsamaz. Sıvı hasarları genellikle “kullanıcı hatası” sayılır. Bu tür durumlar için ayrıca “kazaya bağlı hasar garantisi” satın alınması gerekiyor.

Uzmanlara göre, suya dayanıklılık reklamlarının abartılı sunumları, tüketicileri hatalı yönlendirebiliyor. Samsung Avustralya örneğinde olduğu gibi, kullanıcıları yanlış beklentilere sokan reklamlar markalar için ciddi cezalara yol açabiliyor.

Cihazlarımız her an, her yerde sıvıyla temas riskiyle karşı karşıya. Bu nedenle üreticilerin daha şeffaf, etik ve onarım dostu politikalar geliştirmesi gerektiği vurgulanıyor. Aynı zamanda kullanıcıların da garantilerin kapsamını doğru bilmesi, efsanelerden uzak durması önem taşıyor.