Sıra dışı girişimci profiliyle dikkat çeken Koreli Helen Lee, özel akademisinde 30 yıl boyunca öğrencilerine İngilizce ve Matematik dersleri verdikten sonra 8 yıl önce aldığı radikal bir kararla kozmetik sektörüne adım attı. Dünyaya açılım stratejisinde önceliği Hindistan’a veren Lee’nin yatırım rotasında Türkiye de yer alıyor.
Lee’nin Türkiye ile ilgili görüşleri, aslında, bir sosyal medya mecrasında tanıştığı Gazeteci Boybeyi Çelik sayesinde yeşermeye başladı. Çelik’in yazılarında Helen Lee’nin girişimciliğinden söz etmesi, Türkiye’nin girişimciler açısından avantajlı bir ortam sunduğu algısı oluşturdu. Türk kamuoyunun Çelik’in yazılarıyla tanıdığı Hyunsook Lee, ülkemizde yatırıma hazırlanıyor.
50 yaşından sonra yeniden icat etmenin nadir görüldüğü bir dünyada, Helen Lee, ilham verici bir dayanıklılık ve vizyoner girişimcilik sembolü olarak ortaya çıktı. Kore'deki özel akademisinde öğrencilere İngilizce ve Matematik eğitimi vermeye otuz yılını adadıktan sonra, Lee'nin yolculuğu radikal bir dönüş yaptı.
2016 yılında, hızla otomasyona geçen bir dünyada insan emeğinin geleceğine dair derin bir endişeyle, sınıftan ayrılıp küresel iş dünyasının keşfedilmemiş topraklarına adım attı. Cilt bakımı dünyasına daldı, kozmetikleri derinlemesine ve tutkuyla araştırdı. Kişisel deneyim olarak başlayan şey bir misyona dönüştü ve 51 yaşında, resmen ikinci hayatına, bir girişimci olarak başladı.
Yıllarca en sevdiği pazar olan Hindistan için doğru ortağı aradı ve dört yıl sabırla bekledi, ancak hayal kırıklığına uğradı. Ama yılmaz ruhuna sadık kalarak azmetti. Çabaları, Bharat Textile Expo'da Awega Green Technologies LLP'nin kurucusu ve CEO'su Karan Sarsar ile tanıştığında meyvesini verdi. Bu tanışma, yolculuğunda bir dönüm noktası oldu ve hayalini taze bir umutla yeniden alevlendiren bir zihin buluşmasıydı.
Ekonomiye kazandıran etkin gazetecilik
Lee’nin 10 yıl önce çizdiği paradigma, kimsenin aklına gelmeyecek bambaşka bir yoldu. Lee Hindistan’ın ardından Türkiye’de yatırım yapmak istiyor. Ona göre gelecekteki fırsat diyarları Ortadoğu ve Afrika ülkeleri ile Hindistan ve Türkiye olacak. Lee’nin Türkiye ile ilgili görüşleri aslında bir sosyal medya mecrasında tanıştığı Gazeteci Boybeyi Çelik sayesinde yeşermeye başladı. Çelik’in yazılarında Helen Lee’nin girişimciliğinden söz etmesi, Türkiye’nin girişimciler açısından avantajlı bir ortam sunduğu algısı oluşturdu.
Lee’nin yatırım yapılabilecek ülkeler listesinde Türkiye’ye de yer vermesinin nedenleri arasında yılların gazetecisi Boybeyi Çelik’in yazıları önemli bir konuma sahip bulunuyor.
Geniş öğretim deneyimine rağmen Lee, bilimsel ilerlemenin ve yapay zekanın egemen olduğu değişen bir çağda, akademik başarının tek başına artık umut veya güvenliği garanti etmediğini fark etti. Kendine zor bir soru sordu: Yaşam sürelerinin yüz yılı aştığı, ancak anlamlı işlerin azaldığı bir dünyada nasıl yaşamalıyız? Bu düşünceler arasında, tesadüfi bir karşılaşma her şeyi değiştirdi - bir şişe Kore malı hepsi bir arada doğal kozmetik. Şüpheci ama umutlu bir şekilde, ürünü, günlük dağ bisikleti sürüşünden yıllarca güneşe maruz kalmaktan harap olmuş kendi cildinde denedi. Şaşkınlıkla, cildinin sadece on gün içinde gözle görülür şekilde iyileştiğini gördü. Arkadaşları ve tanıdıkları fark edip sordukça, Lee'nin merakı kararlılığa dönüştü. Cilt bakımı dünyasına daldı, kozmetikleri derinlemesine ve tutkuyla araştırdı. Bu yolculuğa bir şişe kozmetikle başladı. Kişisel deneyim olarak başlayan şey bir misyona dönüştü ve 51 yaşında, resmen ikinci hayatına, bir girişimci olarak başladı.
Akademiden küresel ticarete geçiş
Güzellik ve sağlık sektörüne girişi şüphe ve alayla karşılandı. Akademiden küresel ticarete geçiş birçok kişiye imkânsız gibi görünse de Lee yılmadı. Güven ve amaç temelli küresel bir çevrimiçi ağ kurma vizyonuna kendini tamamen adadı. Fikri basit ama derindi: Her ülkede markasını temsil eden güvenilir bir ortağın bulunduğu bir ağ oluşturmak. Ancak uygulama hiç de kolay değildi. Yıllarca en sevdiği pazar olan Hindistan için doğru ortağı aradı ve dört yıl sabırla bekledi, ancak hayal kırıklığına uğradı. Ama yılmaz ruhuna sadık kalarak azmetti. Çabaları, Bharat Textile Expo'da Awega Green Technologies LLP'nin kurucusu ve CEO'su ile tanıştığında meyvesini verdi. Bu tanışma, yolculuğunda bir dönüm noktası oldu ve hayalini taze bir umutla yeniden alevlendiren bir zihin buluşmasıydı.
Gazeteci Boybeyi Çelik’ten etkin tanıtım
Lee'nin yolculuğu büyük ölçüde yalnızdı. Sekiz uzun yıl boyunca, ana akım desteği olmadan hayalinin peşinden koştu. Fikirleri çoğu kişi için fazla radikaldi ve yolu fazlasıyla direniş ve izolasyonla doluydu. Ancak beklenmedik bir an, duygusal dayanağı oldu: İnternette tanıştığı ve hikayesine inanan Türk gazeteci Boybeyi Çelik’in "Bir gazetecinin işi, sizin gibi insanları dünyaya duyurmaktır" sözleri, varlığını ve çabalarını onu gözyaşlarına boğacak şekilde doğruladı. Bu tek kabullenmede, derin bir onay buldu.
Hayata bakış açısı, Dünya'nın muhteşem bir oyun alanı olduğuna ve olumlu etkiye sahip olanların kıtalar arasında kozmik olarak bağlantılı olduğuna dair derin bir inançla şekilleniyor. Lee için hayatın en güçlü anları, bu tesadüfi karşılaşmalarda ortaya çıkıyor. Dünyanın, sıcak kalpli ve net niyetlere sahip birkaç kişinin tutkusuyla değiştiğine inanıyor. Bu his, sarsılmaz misyonunu besliyor. Şimdi Hindistan'ı sadece bir pazar olarak değil, Kore'nin geçmişinin bir aynası olarak görüyor; potansiyel, tutku ve vaatlerle dolu bir yer. Hindistan'da fabrikalar kurup gelişmiş Kore teknolojisini transfer ederek her iki ülkenin de birlikte gelişebileceğine inanıyor. Koreli bir girişimci ile Kore’nin simgesi olan Kimchi fabrikası ve Kore restoranı franchise’ı kurmak ve işletmek üzere Hindistan’a gidiyor. Kral Suro ve İmparatoriçe Heo Hwang-ok'un hikayesi gibi Hindistan ve Kore arasındaki kadim kültürel bağlara olan inancı, iki ulus arasında bir köprü kurma kararlılığını güçlendiriyor.
Gençlere verdiği mesaj cesur bir iyimserlik: "Büyük hayaller kurun. Gerekirse yeniden başlayın. Dünya, güzelliğe, nezakete ve vizyona inananlara aittir." Geleceğin belirsiz ve geçici göründüğü bir zamanda, Helen Lee dimdik ayakta duruyor; bir girişimci, bir hayalperest ve her şeyden önce ikinci hayatın öncüsü. Kore'deki bir sınıftan küresel iş dünyasına uzanan Helen Lee'nin yolculuğu sadece kozmetikle ilgili değil; umut, dönüşüm ve kimsenin görmediği bir şeye inanmanın gücüyle ilgili.
