Bu antlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükûmeti ile Fransa arasında imzalanmış olup, hem cephenin kapanması hem de Türkiye'nin güney sınırının belirlenmesi açısından tarihi bir öneme sahiptir.
📜 Ankara Antlaşması'nın Önemi
Güney Cephesi'nde Fransız ve onlara bağlı Ermeni Lejyonu'na karşı Antep, Maraş ve Urfa halkının kahramanca direnişleri sonrasında Sakarya Meydan Muharebesi'nin kazanılması, Fransa'yı barış masasına oturmaya zorlamıştır.
-
TBMM'nin Tanınması: Ankara Antlaşması ile Fransa, TBMM Hükûmeti'ni ve Misak-ı Millî'yi resmen tanıyan ilk İtilaf Devleti olmuştur. Bu durum, İtilaf Devletleri bloğunda önemli bir çatlak yaratarak diplomatik alanda büyük bir zaferin kapısını açmıştır.
-
Cephenin Kapanması: Antlaşma ile Fransa, işgal ettiği Antep, Maraş ve Urfa gibi güney illerinden çekilmeyi kabul etmiş ve güney cephesi kapanmıştır. Böylece bu cephede görevli askerî birliklerin Batı Cephesi'ne kaydırılması imkânı doğmuştur.
-
Sınırın Belirlenmesi: Antlaşma ile bugünkü Türkiye-Suriye sınırının (Hatay hariç) taslağı belirlenmiştir. İskenderun ve Hatay bölgesi, Fransa'nın manda yönetimi altındaki Suriye sınırları içinde özel bir yönetimle bırakılmıştır.
🛡️ Güney Cephesi'nin Özellikleri
Güney Cephesi, Kurtuluş Savaşı'nın diğer cephelerinden farklı özelliklere sahiptir:
-
Kuvâ-yi Millîye: Bu cephe, düzenli ordunun bulunmadığı tek cephedir. Ali Saip Bey (Urfa), Şahin Bey ve Kılıç Ali gibi yerel kahramanların önderliğindeki Kuvâ-yi Millîye birlikleri, Fransız ve Ermeni işgaline karşı destansı bir mücadele vermiştir.
-
Önemli Muharebeler: Maraş (11 Şubat 1920), Urfa (10 Nisan 1920) ve Antep (9 Şubat 1921) direnişleri, cephenin en önemli ve Fransızları yıpratan savaşları olmuştur.
Güney Cephesi'ndeki başarı, Batı Cephesi'nde kazanılan Sakarya Zaferi ile birleşerek Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarının çizilmesinde hayati bir rol oynamıştır.
