Geçtiğimiz aylarda KüçükÇiftlik Park'ta verdikleri konser sırasındaki sahne şovları nedeniyle haklarında soruşturma başlatılan müzik grubu Manifest üyelerinin yargılandığı davada karar açıklandı. Mahkeme, grup üyelerine "teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma" suçlamasıyla hapis cezası verdi ancak hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Bu karar, Türkiye’deki sanat ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Mahkemeden Gelen Kararın Detayları
İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Manifest grubunun altı üyesi hakkında beklenen karar 15 Aralık 2025 tarihinde açıklandı.
Mahkeme kararına göre:
-
Hapis Cezası: Manifest grubu üyelerinin her birine ayrı ayrı 3 ay 22 gün hapis cezası verildi.
-
Hükmün Geri Bırakılması (HAGB): Mahkeme, ceza miktarı iki yılın altında kaldığı için Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı aldı. Bu karar uyarınca, sanıklar 5 yıl boyunca denetim süresine tabi tutulacak ve bu süre içinde yeniden suç işlemedikleri takdirde ceza kararı düşmüş sayılacak.
-
Adli Kontrolün Kaldırılması: Daha önce uygulanan yurtdışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirleri de kararla birlikte kaldırıldı.
Dava Süreci Nasıl Başladı?
Manifest grubu hakkındaki süreç, 6 Eylül'de İstanbul KüçükÇiftlik Park’ta verdikleri konserde sergiledikleri dans figürleri ve sahne kostümlerinin sosyal medyada hedef gösterilmesiyle başladı.
-
Soruşturma: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gösterilerin "toplumun ortak edep (ar ve haya) duygularını ihlal ve incittiği" gerekçesiyle resen (kendiliğinden) soruşturma başlatmıştı.
-
İddianame: Savcılık, grup üyeleri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 225. maddesi uyarınca 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.
-
Erişim Engeli: Konser görüntülerine daha önce "milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması" gerekçesiyle erişim engeli getirilmişti.
Grup, soruşturma sürecinde yaptığı açıklamada, gösterilerinin arkasında durduklarını ancak kimseyi rahatsız etme ya da hassasiyetleri göz ardı etme niyetinde olmadıklarını belirtmişti.
Bu kararın, özellikle genç sanatçıların sahne performanslarına yönelik artan denetimlerin bir sonucu olduğu değerlendiriliyor.





