Genellikle gözyaşları acı, üzüntü ve kayıpla bağdaştırılsa da, bir düğün, doğum, başarı ya da uzun bir ayrılığın ardından gelen kavuşma anlarında da insanların ağladığına sıkça tanık olunur. Peki ama neden? Mutluluk anlarında neden gözyaşı dökeriz? Bilim insanlarına göre bu durum, beynin yoğun duygularla başa çıkma yöntemlerinden biri.
Uzmanlara göre, ister olumlu ister olumsuz olsun, güçlü duygular beynin limbik sistemini aktive ediyor. Bu sistem, duyguların ve hafızanın yönetiminden sorumlu. Özellikle beynin hipokampus bölgesi, geçmiş anıları tetikleyerek duygusal yoğunluğu artırıyor. Örneğin, çocuğunun mezuniyetini izleyen bir ebeveyn hem büyük bir gurur hem de çocuğunun bebeklik yıllarına duyduğu özlemle karşı karşıya kalabiliyor. Bu gibi karmaşık duyguların birleşimi, gözyaşlarını kaçınılmaz hale getiriyor.
Yani mutluluk gözyaşları, sadece sevinç değil, aynı zamanda özlem, hafıza ve duygusal yükün bir araya gelmesinden doğan bir boşalma biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Beyin, bu tür yüksek yoğunluktaki duyguları dengelemek için gözyaşı üretimini devreye sokabiliyor. Bu da insanların ağlayarak rahatlamasını ve duygusal olarak dengeye gelmesini sağlıyor.
