Prematüre bebek sağlığı konusunda tıpta çığır açan bir gelişme, Teksas’ta dünyaya gelen minik Eliana’nın yaşam mücadelesiyle gündeme geldi. Sadece 23 haftalıkken doğan Eliana, doğumundan kısa bir süre sonra gelişen ciddi bir yara nedeniyle 131 gün boyunca yoğun bakımda tedavi gördü. Sağlık ekibi, durumu kritik olan Eliana için balık derisi tedavisini devreye soktu. Bu yenilikçi yöntem, onun sağlığına kavuşmasında belirleyici oldu.
Eliana, doğumunun ardından vücudunda hızla yayılan bir enfeksiyon geçirdi. Sepsis teşhisiyle tedavi altına alınan bebek, boynunda ciddi bir yara ile mücadele etti. Antibiyotik tedavisi yanıtsız kalınca Corpus Christi'deki Driscoll Çocuk Hastanesi’nde görev yapan doktorlar farklı bir yaklaşım denedi: tıbbi balık derisi.
Balık Derisi Tedavisi Yara Bakımında Yeni Bir Umut Oldu
Eliana’nın doktoru Dr. Vanessa Dimas, balık derisinin mikroskobik yapısının insan derisine benzerliği sayesinde yaranın hızlı iyileşmesini sağladığını belirtti. Omega-3 yağ asitleri ve kolajen açısından zengin olan bu doğal materyal, yaranın kapatılmasında önemli rol oynadı. Dimas ve hemşiresi Reyna, bal ile karıştırılmış balık derisini yara bölgesine uygulayarak başarılı sonuçlar elde etti.
Bu tedavi yöntemi, özellikle cerrahi müdahalenin riskli olduğu hassas hastalar için umut verici bir alternatif olarak öne çıkıyor. Tıbbi balık derisi, hem enfeksiyon riskini azaltıyor hem de dokuların kendini yenilemesini hızlandırıyor.
Bebek sağlığı ve yaraların doğal yollarla iyileştirilmesi üzerine çalışan Türk uzmanlar, bu yöntemin ülkemizde de yaygınlaşabileceğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Emre Özker ve Doç. Dr. Zekai Kutlubay, balık derisinin içerdiği kolajen ve omega-3’ün, yara iyileşmesinde olumlu etkiler yarattığını belirtiyor. Ancak bu materyalin tıbbi kullanıma uygun hale getirilmesi için sterilizasyon ve Sağlık Bakanlığı onayı gibi süreçlerden geçmesi gerekiyor.
Türkiye’de balık derisinin klinik kullanımı henüz rutin hale gelmemiş olsa da bazı araştırma merkezleri ve akademik çevreler bu tedaviye dair çalışmalar yürütmeye devam ediyor. Uzmanlara göre, bilimsel altyapı güçlendirilirse ve üretim olanakları artırılırsa, bu doğal tedavi yöntemi Türkiye’de de kronik yara, yanık ve prematüre bebeklerde etkin bir çözüm olabilir.