Bursa Hayat Hastanesi dermatoloji Uzmanı Dr. Mediha Yılmaz : ''Cilt Yeniliğinde Yeni Dönem''
Bursa Hayat Hastanesi dermatoloji Uzmanı Dr. Mediha Yılmaz : ''Cilt Yeniliğinde Yeni Dönem''
İçeriği Görüntüle

Yeni yüzyılın en büyük farkındalık alanlarından biri olan “sağlıklı yaş alma” kavramı, artık sadece tıbbi müdahalelere değil, bireyin kendi yaşam biçimine de doğrudan bağlı. Uzman görüşlerine göre, ilerleyen yaşlarda dinç ve sağlıklı kalmanın üç temel bileşeni var: genetik miras, beslenme tarzı ve fiziksel aktivite düzeyi. Ancak genetik yapı, yaşam süresi ve kalitesi üzerinde yalnızca %30 etkili. Bu nedenle esas belirleyici faktör, bireyin ne yediği ve ne kadar hareket ettiği oluyor.

Günümüzde hastalıkları tedavi etmektense hastalanmamak üzerine kurgulanan bir sağlık bilinci gelişmiş durumda. Bu yaklaşım doğrultusunda da yaşlanmayı durdurmak mümkün olmasa da, süreci yavaşlatmak ve yaşam kalitesini artırmak için düzenli hareket ve dengeli beslenmenin önemi her geçen gün artıyor.

50 yaşını geçen bireyler için önerilen temel yaklaşım ise oldukça net: Daha az kalori, daha fazla hareket. Özellikle kalori içeriği düşük ancak besin değeri yüksek gıdaların tercih edilmesi ve günlük hareket miktarının artırılması gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, her gün en az 7.500, idealde 10.000 adım yürünmesini tavsiye ediyor. Yürüyüş dışında hafif direnç egzersizleri, esneme hareketleri ve düzenli aerobik aktiviteler de yaşla birlikte oluşabilecek kas kaybı ve metabolik yavaşlamanın önüne geçmekte etkili.

Beslenme alanında ise “mucize diyet” söylemlerine karşı temkinli olunması gerektiği ifade ediliyor. Kişiye özel diyetlerin, bireyin biyolojik özelliklerine, yaşam tarzına ve sağlık geçmişine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği belirtiliyor. Her yıl piyasaya sürülen farklı diyet programlarının çoğu kısa vadeli çözümler sunmakta ve kalıcılığı garanti etmemektedir.

İnsülin direnci ise, sağlıksız yaşlanmanın başlangıç aşaması olarak değerlendiriliyor. Göbek çevresinde yağlanma, sık acıkma, yemek sonrası uyuklama, gece yeme atakları gibi belirtilerle kendini gösteren bu durum, zamanla gizli diyabete, ardından da tip 2 diyabete dönüşebiliyor. Aynı zamanda damar sağlığını tehdit ederek kalp krizi ve felç riskini artırıyor. Bu yüzden yıllık sağlık kontrollerinde açlık kan şekeri ve insülin değerlerinin mutlaka kontrol edilmesi öneriliyor.

İnsülin direnci, şeker hastalığı, hipertansiyon ve damar sertliği gibi yaşamsal risklerin de habercisi. Bu nedenle erken teşhis ve önlem almak; beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, kilo kontrolü ve düzenli fiziksel aktivite ile mümkün hale geliyor.

Bu çerçevede verilen önerilerden biri de “haftanın ilk onu” listesi:

  • Pirinç değil bulgur,

  • Ayçiçeği değil zeytinyağı,

  • Margarin değil tereyağı,

  • Beyaz değil mayalı ekmek,

  • Uzun değil kısa ömürlü süt,

  • Dana değil kuzu eti,

  • İnek değil keçi sütü,

  • Sempati değil empati,

  • Kudret değil idrak,

  • Geçmiş değil gelecek.

Bu öneriler, yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve duygusal denge için de rehber niteliği taşıyor. Yaşam süresinden ziyade yaşam kalitesini odağa alan bu yaklaşım, sağlıklı yaşlanmanın da temelini oluşturuyor.