Kene kaynaklı hastalıklar, yaz aylarında yeniden gündeme gelirken, Türkiye’de özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Keneler, taşıdıkları virüs nedeniyle ciddi sağlık sorunlarına hatta ölümlere yol açabiliyor. Uzmanlar, KKKA virüsünün en fazla Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesi’nde görüldüğünü, ısırılan vücut bölgesinin ise hastalığın seyrinde kritik bir rol oynadığını belirtiyor.

Kene Kaynaklı Ölümler Üzüyor

Tokat’ta 1,5 yaşındaki Metehan Tütüncü’nün, Sivas’ta ise 35 yaşındaki Çiğdem Keskin’in KKKA nedeniyle yaşamını yitirmesi, tehlikenin boyutunu bir kez daha ortaya koydu. Son olarak Sivas Yıldızeli’nde hayvancılıkla uğraşan 28 yaşındaki Oğuzhan Aydemir, karnına yapışan keneyi çıkardıktan sonra hastalanarak hayatını kaybetti.

Marmara Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Turan, virüs taşıyan kenelerin özellikle Orta ve Doğu Karadeniz’in güneyi ile İç Anadolu’nun kuzeyinde sık görüldüğünü aktarıyor. KKKA virüsünü özellikle Hyalomma cinsi keneler taşıyor ve bu türler genellikle çayırlık, meralık, hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde bulunuyor.

Kene Isırığının Yeri Hayati Önem Taşıyor

Uzmanlara göre, kene vücudu baş veya boyun bölgesinden ısırdığında virüs çok daha hızlı dolaşıma girerek daha ağır sonuçlara yol açabiliyor. Ayrıca fark edilmeden uzun süre kalan keneler, bulaş riskini ciddi ölçüde artırıyor.

Prof. Dr. Süda Tekin ve Prof. Dr. İftihar Köksal, her kenenin ölümcül virüs taşımadığını ancak KKKA virüsünün bağışıklık sistemini hızla çökerttiğini belirtiyor. Yüksek ateş, kas ağrısı, kanama, kusma gibi belirtilerle kendini gösteren hastalığın ölüm oranı %30’a kadar çıkabiliyor.

Son 12 yılda kene kaynaklı hastalıkların ikiye katlandığını söyleyen uzmanlar, bu artışta iklim değişikliği, doğal yaşamın bozulması ve hayvancılık faaliyetlerinin yayılması gibi etkenlerin rol oynadığını belirtiyor.