Damar tıkanıklığı, modern yaşamın getirdiği sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve stresin etkisiyle artık yalnızca ileri yaş grubunu değil, gençleri de etkileyen ciddi bir sağlık sorunu haline geldi. Kalp sağlığı ve damar sağlığı için büyük risk oluşturan bu durum, kalp krizinden felce kadar birçok hayati tehlikeyi beraberinde getiriyor.

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ünal Aydın, damar tıkanıklığının vücutta bulunduğu bölgeye göre farklı belirtiler gösterdiğini belirtiyor. Kalp damarlarında oluşan tıkanıklıklar, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve bayılma hissi gibi belirtilerle ortaya çıkarken, beyin damarlarındaki tıkanıklıklar konuşma bozukluğu, yüzde düşme ve görme kaybı gibi semptomlarla kendini gösterebiliyor. Bacak damarları tıkandığında ise yürürken kramp tarzı ağrılar, ayaklarda uyuşma ve yaraların geç iyileşmesi gibi bulgular dikkat çekiyor.

Damar sağlığını tehdit eden en önemli risk faktörleri arasında sigara kullanımı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet ve ailesel yatkınlık yer alıyor. Özellikle bu gruptaki bireylerin erken yaşta uzman kontrolünden geçmesi öneriliyor.

Prof. Dr. Aydın, tıkanıklığın her zaman ameliyatla tedavi edilmediğini belirtiyor. Yan damarların yeterli olduğu veya tıkanma oranının düşük olduğu durumlarda ilaç tedavisi ile süreç yönetilebiliyor. Ancak tıkanıklık ciddi seviyedeyse balon, stent ya da bypass gibi yöntemlere başvurulabiliyor.

Uzmanlar, damar tıkanıklığının ileri yaş hastalığı olmadığını vurgularken, erkeklerde 30, kadınlarda ise 40 yaşından itibaren düzenli kontrollerin önemine dikkat çekiyor. Risk grubundaki bireylerin ise 20’li yaşlardan itibaren yaşam tarzını gözden geçirmesi gerekiyor.

Damar sağlığını korumak için:

Bu öneriler, kalp sağlığı ve damar sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Sessizce ilerleyebilen bu rahatsızlık, erken fark edildiğinde tedavi edilebilir hale geliyor.