Nilüfer Nikah Evi'nde gerçekleşen programa CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün ve çok sayıda konuk katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, eğitim sistemi iktidar tarafından gerici kuşatma altında olduğunu belirtti, laiklik tanımının eğitimde müfredat dışı bırakılmaya çalışıldığını ifade etti.
“EĞİTİMDE YAŞANAN SORUNLAR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR“
İktidarın gerici politikaları sayesinde pırıl pırıl zihinselleri olan gençlerin kaybolduğunu Başkan Nihat Yeşiltaş, atanamayan, kadroda bekleyen öğretmenin yıllarca bir milyonu geçtiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in aydınlatıcı çözümü yerine karma eğitime kafayı taktığını, eğitimde yaşanan sorunların büyümesi gibi büyümekken Türkiye'nin gözbebeği üniversitelerinde liyakatsız atamaların çalıştığını vurgulayan Başkan Yeşiltaş, fikri hür nesiller için fedakarca çalışan buruk kutladığını söyledi.
Yeşiltaş'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Öğretmenlerimiz maaşlarının gecikmesi nedeniyle borçlanırken, şarj ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
Öğretmenlerimiz, gelirlerinin kısıtlılığı nedeniyle büyük sorunlar yaşıyor.
Öğretmenlerimiz, okullarda tazminat yoluyla baskıya uğruyor.
Öğretmenlerimiz, okullarda yaşanan şiddet olayları nedeniyle kendilerini güvende hissetmediklerini belirtirken, mevcut Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in ve sorunların çözülebileceğine inanmıyor! Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı sorunlarıyla ilgilenmek yerine karma eğitim tartışmasını açmayı tercih ediyor.
Sözleşmeli çalışanlar kadro beklerken, kârlı asgari ücretin altında maaşlarla yaşam mücadelesi veriyor.
Öğretmenlerimiz yoksulluk sınırının altında maaşlarla geçinmeye çalışırken AKP ne yapıyor?
AKP iktidarı eğitimde kronikleşen sorunları çözmek yerine ÇEDES gibi gerici tarafından sağlanan çok açık olan projelerle eğitim bilimden ve çağdaşlıktan uzak hale getirmeye çalışıyor.
Hiçbir pedagojik eğitim almamış diyanet katılıyor, ablalar, abiler çocuklarla bir araya getiriliyor. Ve maalesef uyarılarımız Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dikkate alınmadığı için bu görevlilerin sebep olduğu güzel olumsuz durum mahkemelerine taşınıyor. Olanlar yine de masum olana, geleceğimizi emanet etmek genç nesillere oluyor.
Çocuklarımız ve gençlerimiz tarikatların ve cemaatlerin kollarına itilirken, AKP'nin gerici anlayışına karşı anlayışa karşı laik ve bilimsel eğitim savunan öğretmenlerin dikkate alınmıyor!
Üniversitelerde eğitimin gücü ya da bilimsel yayın miktarını artırmak yerine liyakatsız rektör atamaları ile Türkiye'nin göz bebeği üniversiteler siyasete kurban ediliyor. Gençlerimiz eğitimin sürüklendiği bu şekilde, özgürce yurt dışında arıyor. Her geçen yıl yurtta eğitime giden öğrenci sayımız artıyor. insanların en değerli varlıkları, yetişmiş pırıl pırıl zihinselleri kurtarır.”
“YAĞMACI, TALANCI İKTİDAR İNSANLARI KANDIRIYOR”
CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal ise konuşmasında organize bir kötülüğün olduğuna dikkat ederek, “Biz okullarda zorunlu din derslerinin kaldırılması gerekiyor, bizde kimse yanımızda olmuyordu. Ortada bir mücadele var ve bu mücadele ağır. Bir araya gelen mücadeleden yok. Sadece kendimizi ve kendi kurumumuzu var, insanların insanlığın yok. Kötülük düzenlemek. Bu Mesele Türkiye'nin refahından yana olan bütün toplumun birlikte mücadelesidir” diye konuştu.
“EĞİTİM ALANI ENKAZA DÖNÜŞTÜ!”
Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy ise AKP iktidarı tarafından Türkiye'nin dört bir yanında tedavisi hedeflenen ÇEDES tedavisine karşı şu ifadelerde bulundu:
“ÇEDES bilime aykırı, pedagojiye aykırı. Eğitim sistemi 4+4+4 olarak inşa edildi. Mahalle okullarının tamamı İmam Hatip Okullarına dönüştü. Adrese bağlı okulları kaldırdılar. İmam Hatipler de buna dahil edildi. Mecburen gittiği yere da gitti.
Bursa'da hafızlık icazet töreni yapıldı. İmam Hatip okullarında karma eğitim ortadan kaldırıldı. 2014'te imzalanan proje okullarında alternatif medrese okulları hayata geçirildi. Proje imam hatip liseleri açıldı. Mektep medresesinin ayrılığını anlatan yazı. 4+4+4 kapsamında sunulan seçmeli dersler çok tartışıldı. Seçme şansı ilk başta verilse de bu hak elde edildi. 5. sınıfta haftada 18 saat Arapça dersinin önü açıldı. İmam Hatip programı tüm okul türlerine yaygınlaştırıldı. Tüm okullar imam hatip programını uygular hale geldi. Sadece imam hatiplerde uygulanacağı ÇEDES'in daha sonra bütün okullarda açıklanacağı.”
“BUGÜNE KADAR YÜRÜTÜLEN EN GERİCİ UYGULAMA”
ÇEDES'in günümüze kadar sürdürülen en gerici uygulama olduğunu söyleyen Başkan Yeliz Toy'un parçaları şöyle devam etti.
“Okullarda değerler kulübü kurulacak ve kurulacaktı. Diyanet tarafından hazırlanan programlar okullara gönderilecek. Abiler ve ablalar okullarda bu çalışmaları yürütecek. Uygulama mekanları olacak. Camiler, okuma salonları gibi mekanlar olacak. Uygulayıcılar imam, müezzin gibi manevi danışmanlar olacak. Çeşitli etkinlikler düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığı maliyeti üstlenecek, izin belgelerini hazırlayacak. Sonuçta din görevlilerine emanet edilecek. ÇEDES günümüze kadar sürdürülen en gerici uygulamadır.”
“ÇEDES, TARİKAT VE CEMAATLERE İNSAN DEVŞİRME YÖNETİMİDİR“
Birleşik Kamu İş Bursa İl Başkanı Özkan Rona ise ÇEDES'in FETÖ yöntemiyle tarikat ve cemaatlere insan devşirme yönetimi yapıldığına dikkat çekilirken, ÇEDES projesinin çok tehlikeli bir şekilde yayılmasına dikkat çekildi.
“ENİNDE SONUNDA KAZANACAĞIZ”
24 Kasım Öğretmenler Günü etkinliklerinde onur konuğu olarak katılan gazeteci Sedef Kabaş, iktidarın baskı ve dayatmalarına rağmen küresel çapta bir değişim talebi olduğunu söyledi.
29 Ekim 100. yıl kutlamalarının Türkiye'nin yerinde gümbür gümbür kutlanarak eden Sedef Kabaş “Biz eninde sonunda kazanacağız. Bugün değilsin. Bunu inanarak üyesi. Bunu söylemenin temel nedenlerinden biri de ülkede her yerde yaşıyor” dedi.
“ÜZÜLMEK YOK, ÜRETMEK VAR”
Çağdaş, laik, demokratik bir devletin önemine dikkat çeken Sedef Kabaş “Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlarız. Kadının her türlü fırsat eşitliğine sahip olduğu, kadının zekasından, gücünden, dirayetinden, yüreğinden faydalanacağımız bir toplum inşa ediyoruz. Barıştan yana gelecek. Mikro kimlikçiliğe bağlanacağız, biz makro düzeyde Türkiye Cumhuriyeti kalıcılığı olarak, 100 yıl sonra onur duyulası, gurur duyulası ve olayların şekilleneceği bir toplum inşası için dayanışma içinde çaba göstereceğiz. dolayısıyla üzülmek yok, üretkenlik var. Şikayet etmek yok var gücümüzle çalışmak var.” dedi.
Yoğun ilgiye sahip sahne olan söyleşi sonrasında Sedef Kabaş, “Yandığın Ateş Işık Olur” kitabını okurları için imzaladı.